İstiklal Caddesinde patlatılan bomba ile yüreğimize ateş düşürdüler. Ülkemize yönelik terör eylemlerinin gerçek amacını biliyoruz. Hepsi yanı masa etrafına şekillenmiş aynı yerden talimat alan maşa örgütler. Amaçları Türkün son kalesi olan Türkiye’ye rahat bir nefes aldırmamak, enerjimizi ve performansımızı bu yöne kaydırarak zamanımızı tüketmek!
Ülkemiz, FETÖ'den etnik bölücü PKK’ya, aşırı solcu terör örgütü DHKP-C’ye, El Kaide ve DEAŞ gibi dini istismar eden terör grupları ile birlikte “17 Kasım” ve ASALA gibi terör örgütlerine kadar, terörizmin karşımıza çıkarttığı farklı yapılarla mücadele ediyor. Bu mücadele sınırlarımız içerisinde de dışında devam ederken, sivillere yönelik saldırılarla bizi yıldırmaya çalışanlar masum insanları hedef alarak canımızı acıtıyor.
Burnumuzun dibinde bulunan Ermenistan, Suriye, Irak, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesiminde terör kampları olduğunu, terörist grupların burada eğitildiğini biliyoruz. Bunu sadece biz değil, dünyanın birçok ülkesi de biliyor. Bitiyor mu? Avrupa’da birçok devlet bunların hamisi gibi çalışıyor. Parasal destek veriyor, rahatlıkla faaliyet göstermelerine izin veriyor. Bizden kaçan teröristleri bağırlarına basarak onları koruyor ve besliyor.
Anlayacağınız hain olan sadece terör örgütleri değil, bunlara destek verenler de hain!
Terör, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik büyük bir tehdit teşkil ediyor. Motivasyonu ne olursa olsun; nerede, ne zaman ve kim tarafından işlenirse işlensin hiçbir terör faaliyeti meşru görülemez. Dünyanın bütün devletlerinin bunu böyle görmesi gerekir. Ülke olarak dünyanın neresinde bir terör saldırısı yaşanıyor ve can kayıpları oluyorsa biz aynı dakikada bunu şiddetle kınıyor ve “lanetliyoruz.”
Senelerden beri ülkemizi hedef alan terör guruplarının ülkemiz dışında eğitildiğini, teröristler için eğitim kampları kurulduğunu, fon oluşturulduğunu, medya organları vasıtasıyla propaganda yapmalarına izin verildiğini söylüyoruz.
Hatta bunların sözde lider kadrolarının, terör suçlarının faillerinin, hamilerinin, finansörlerinin Türkiye dışında serbestçe dolaşmasına izin verildiğini dünya kamuoyuna anlatmaya çalışıyoruz.
Sonuç (!)
Canımızı yakan, bağrımıza hançer sokan her terör saldırısının ardından yapılan bir kınama, üzüntü mesajları! Sonra örgütlere serbestçe çalışma alanı sağlamaya devam!
İstiklal Caddesinde patlatılan bomba ile hayatını kaybedenlere bir bakın. O bombayı oraya koyanlar renk dil, din, millet ayrımı yaptılar mı? İstiklal Caddesi Türkiye’ye dışardan gelen turistlerin de ilgi gösterdiği bir alan. O sokak üzerinde emin olun onlarca ayrı milletten ve dinden insan var. Terörist eylem yaparken sadece bizi mi hedef aldı?
Diyelim ki öyle yaptı!
Sokak üzerinde parçalanmış bebek arabasını görenlerin vicdanları kanamadı mı? Bunlara destek verenler üç yaşındaki Ecrin can verirken neler hissetti?
Ecrin üç yaşında! Ecrin dünyanın içinde bulunduğu kötülükleri bilmez! Ecrin uluslararası terörden anlamaz!
O bombayı oraya koyan hayvanlar ve o hayvanların tasmalarını elinde tutanlar da kör vicdanlı oldukları için bunu bilemez!
İnsanlıktan nasibini almadıkları için kendi çocukları aklına gelmez!
Terör masasının etrafında toplanan elleri maşaları kadar kanlı olan sözüm ona barış hamisi (!) ülkelere ne demeli!
Ecrin’in her damla kanı körleşmiş yüreklerine aksın onları kahretsin!
Ecrin bebek teröre verdiğimiz ilk kurban da değildir. Bu vicdanları kör yapılar beşikteki bebeğe bile silah sıkacak kadar alçalmış karaktersizlerdir. Tarihe baktığımız zaman böyle onlarca saldırıyı, katliamı görürüz.
Ankara Garında yaşanan büyük katliamı unuttuk mu?
Onlarca insanımızı parça parça eden teröristler aynı yolun yolcusu değil mi?
Terör örgütlerinin birbirinden farkı olmadığını hep söylüyoruz. Diyoruz ki bunlar aynı kirli ellerin maşaları! Onlar için örgütün adı hiç önemli değil! Onlar için önemli olan döktükleri kan, yaşattıkları kaos, toplumsal kargaşa, insanları birbirlerine karşı düşman etme, bölme parçalama ve sonra kolay lokma haline getirip yutma!
Biz bu tuzağa millet olarak hiç düşmedik, düşmeyeceğiz de! Biliyoruz ki bu kirli ve pis el asırlardan beri kardeş olan millet olma şuuruna erişen Türk toplumunu bölmeye-parçalamayı birbirine karşı düşman etmeyi başaramayacaktır.
Şimdi teröre karşı hepimizin kenetlenme omuz omuza verme zamanıdır. Kendi içimizde birbirimizi suçlayarak değil, Teröre karşı topyekûn bir mücadele ile başarılı olabiliriz.
İstiklal caddesinde yaşanan kanlı eylemin faili yakalandı. Bu olayın perde arkasına derin bir şekilde girilmeli, soruşturmanın tamamlanmasının ardından bu saldırı tüm yönleri ile Türkiye ve Dünya kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Bu nokta çok önemlidir.