banner89

banner88

Merkez Bankası neden çekirdek enflasyon vurgusu yaptı, riskler neler?

EKONOMİ 09.09.2021, 10:52 09.09.2021, 14:25
Merkez Bankası neden çekirdek enflasyon vurgusu yaptı, riskler neler?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Çarsamba günü yaptığı konuşmada TCMB'nin odağının manşet enflasyondan çekirdek enflasyona kaydığı sinyalini verdi.

Şüphesiz ki her merkez bankası çekirdek enflasyonu yakından takip eder.

Çekirdek enflasyon, gıda ve enerji gibi merkez bankası tarafından doğrudan kontrol edilemeyen kalemlerin manşet enflasyondan çıkarılmasıyla elde edilir.

Merkez bankalarının performanslarını daha iyi değerlendirebilmelerine ve manşet enflasyondaki kalıcı trendleri görebilmelerine yardımcı olur.

Ancak bu durum merkez bankalarının çekirdek enflasyonu hedeflemesi anlamına gelmez.

Eski ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen'in bir basın toplantısında vurguladığı gibi, satın alma gücünü belirleyen enflasyon manşet enflasyondur.

Merkez bankasının görevi de fiyat istikrarını sağlamak sureti ile satın alma gücünü koruyabilmek olduğundan manşet enflasyonun hedeflenmesi daha uygun görülür.

TCMB'nin teorik bir gerekçe ile çekirdek enflasyon vurgusuna geçtiğini zannetmiyorum. Bu adım daha ziyade siyasi baskılarla faiz indirimine zorlanan bir merkez bankasının çekirdek enflasyonda gözlenen düşüşü öne sürerek faiz indirimine "bahane araması" olarak yorumlanabilir.

Dünkü konuşma sonrası TL'de gözlemlenen ani değer kaybı, vaktinden erken gelecek bir faiz indirimi beklentisinin piyasalarda yarattığı bu rahatsızlığı yansıtıyor.

Çünkü manşet enflasyonun yüzde 19'u geçtiği bir ortamda gelecek faiz indirimi, hafta başında OVP'de açıklanan yüzde 16'lık sene sonu enflasyon tahminini bile tehlikeye sokar.

Bir kez daha, siyasi baskılarla köşeye sıkışmış bir merkez bankasının piyasaları ürkütmemek adına ikna edici olmaktan uzak, makroekonomik temelleri zayıf bir iletişim hamlesine şahit oluyoruz.

Merkez bankasının bu tür açıklamaları kredibilitesini daha da sarsıp ileriye yönelik enflasyonist riskleri artıran talihsiz çabalar olmaktan öteye gidemiyor.

Yıpranan bu kredibilite TCMB'nin "kötü merkez bankası" örneği olarak gösterilmesine sebep oluyor.

Çok değil yaklaşık iki ay önce Fed Başkanı Jerome Powell'ın 15 Temmuz'da ABD kongresinde yaptığı sunumda Senatör Neely Kennedy şöyle dedi:

"Baskılara karşı durun. Pek çok kişi sizden sosyal politikalara, kültürel olaylara ve Fed misyonu ile ilgisi olmayan ekonomik politikalara müdahil olmanızı isteyecektir. Bu dünyanın her yerinde oluyor. Merkez bankacılığı sisteminin tamamen politize olduğu Türkiye gibi olmamıza izin vermeyin. "

Merkez Bankası'nın politize olması neden kötü?

Senatör Kennedy'nin de ifade ettiği üzere, merkez bankası üzerindeki baskılar sadece Türkiye'ye has bir olgu değil. Türkiye'ye has olan durum, siyasi baskılara ilave olarak merkez bankasının da bu baskılara direnç gösteremiyor oluşu.

İşte bu nedenle TCMB, kötü merkez bankası örneği olarak gösteriliyor.

Şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın kendi ülkelerinin merkez bankalarına yaptıkları faiz indirim çağırıları yer alıyor.

Bloomberg arşivlerinde yer alan haberlerin taranmasından derlenen bu veri, 2011 sonrası görevde bulundukları her senede iki siyasi liderin faiz indirimi çağırısı içeren demeç sayısını gösteriyor (Cem Çakmaklı ve Gökhan Şahin Güneş ile yaptığımız akademik çalışmadan).

Bu demeçleri siyasi baskının yoğunluğuna işaret eden bir gösterge olarak düşünürsek, siyasi baskıların Türkiye'ye özel bir durum olmadığını görebiliriz.

Özellikle de Trump'ın başkanlığının ikinci yarısında Fed'in de ciddi siyasi baskıya maruz kaldığını söyleyebiliriz.

Trump döneminde ciddi siyasi baskıya maruz kalsa da Fed'in oturmuş kurumsal bağımsızlığı bu durumdan etkilenmemiş görülüyor.

Her ne kadar 2019 yılında gelen faiz indirimleri Trump'ın baskıları ile aynı döneme denk gelmiş olsa da, bu indirimlerin Fed'in kendi iradesi ile alınmış kararlar olması ihtimali kanımca çok daha yüksek.

Çünkü eğer bu indirimler ekonomik temellerden uzak ve salt Trump'ı memnun etmek için alınmış kararlar olsaydı o zaman ekonominin ısınıp yaklaşık 12 ay içinde enflasyonist baskıları tetiklemesi gerekirdi.

Oysa 2020 sonundaki manşet PCE enflasyonu sadece 1,2 olup Fed'in yüzde 2'lik hedefinin neredeyse yarısına denkti. PCE enflasyonu, ABD'de hanehalklarının tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki değişimleri göz önüne alan bir gösterge.

Bu nedenle, eğer Fed eleştirilecekse siyasi baskıya boyun eğdiği için değil, bilakis yeterince faiz indirimine gitmediği için eleştirilebilir belki.

Ama eğer faizleri sıfıra çekseydi o zaman da pandemiye geleneksel politika aracını tüketmiş olarak girecek ve hemen miktarsal genişlemeye gitmek durumunda kalacaktı.

Türkiye'de durum Fed'den çok farklı. Bizde 2011 sonrası dönemde giderek artan siyasi baskıların enflasyon ve merkez bankası kredibilitesi üzerinde ciddi bir bedeli olduğunu görüyoruz.

Bu dönemde artan siyasi baskılar paralelinde enflasyon giderek hedeften uzaklaştı. Buna karşılık enflasyon pahasına büyüme zorlaşırken yeni istihdam yaratılamaz oldu.

Yine eski Fed başkanlarından Ben Bernanke'nin 2010 yılındaki bir konuşmasında dediği gibi, merkez bankası bağımsızlığının olmaması uzun vadede daha çok enflasyon yaratırken bu enflasyon karşılığında üretim ve istihdam yaratılamıyor.

TCMB ne yapabilir?

Manevra alanı oldukça daralan TCMB'yi zor günler bekliyor. Ağustos başında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından faiz indirim çağırısı yinelenirken Ağustos sonundaki Jackson Hole toplantısnda Fed başkanı Powell tahvil alımlarında bir azaltımaya gidecekleri sinyali verdi.

Diğer gelişmekte olan ülke merkez bankaları buna hazırlık olarak sıkı para politikasına geçerken TCMB'nin faiz indirimine gidebilmesi çok zor.

Fed'in sıkı parasal duruşa geçtiği bir ortamda gelecek vakitsiz bir faiz indirimi sadece Türkiye'nin finansal istikrarını tehdit etmekle kalmayıp diğer gelişmekte olan ülkeler için de bir tehdit oluşturabilir.

Merkez Bankası

Kaynak, Getty Images

TCMB'ye kritik bir görev düşüyor. Başkan Kavcıoğlu, faiz indirimi durumunda piyasalardaki hasarı asgariye indirecek bir iletişim arayışı yerine hükümetle olan iletişimine ağırlık vermelidir.

Erken gelecek bir faiz indiriminin geri tepeceğini hükümete izah etmelidir. Zira bugünkü şartlarda gelecek faiz indirimi, enflasyon beklentilerini ve risk primini artırarak ekonomi üzerinde daraltıcı bir etki yapacaktır.

Bu tür bir indirimi "çekirdek enflasyon odağına geçişle" izah etmeye çalışmak inandırıcılığı olmayan beyhude bir deneme olmaktan öteye geçemeyecektir.

Haber kaynağından değiştirilmeden aktarılmıştır.

Yorumlar (0)
15
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 37 99
2. Fenerbahçe 37 96
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 37 94
2. Barcelona 37 82
3. Girona 37 78
4. Atletico Madrid 37 73
5. Athletic Bilbao 37 65
6. Real Sociedad 37 60
7. Real Betis 37 56
8. Villarreal 37 52
9. Valencia 37 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Osasuna 37 44
12. Getafe 37 43
13. Sevilla 37 41
14. Celta Vigo 37 40
15. Las Palmas 37 39
16. Rayo Vallecano 37 38
17. Mallorca 37 37
18. Cadiz 37 33
19. Granada 37 21
20. Almeria 37 18
Kocaeli Haberleri