banner89

banner88

Akşener'den Erdoğan'a: İktidar teslim edilmez devredilir

GÜNDEM 14.07.2021, 10:50 14.07.2021, 13:30
Akşener'den Erdoğan'a: İktidar teslim edilmez devredilir

 İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:


Tutuklanan tütün üreticileri için Erdoğan'a çağrı: Bu yanlışı derhal düzeltin!

"Aziz milletim değerli milletvekilleri, kıymetli, basın mensupları sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Sözlerimin başında biliyorsunuz geçtiğimiz hafta tütün üreticilerini zora sokan bir düzenleme ile ilgili görüşlerimizi paylaşmış iktidarı uyarmıştık. Bu düzenlemeyi erteleyin onalar zaman verin demiştim. Nitekim sağduyu galip geldi yasanın yürürlüğü 6 ay ertelendi. Ama maalesef atılan bu doğru adıma rağmen yasağı protesto eden üreticilerimizden 16’sı gözaltına alındı. 10’u cezaevine gönderildi. Şu işe bakar mısınız? İktidar yanlışı görüyor yasağı erteliyor bu durumda o üretici kardeşlerimiz ne yapmış oluyor? Bir yanlışı protesto etmiş oluyor, demokratik bir hakkı kullanmış oluyor. Aramızdaki hukukçular herhalde bu tavrı görünce saçını başını yoluyordur. Allah aşkına devlet yönetmenin bir ciddiyeti olur. Bir ucu erteleyip diğer ucu içeri atar mı? Bu kafayla devlet yönetilir mi! Sayın Erdoğan’da çağrıda bulunuyorum bu yanlışı derhal düzeltin. Yazıktır günahtır böyle haksızlık olmaz, böyle devlet yönetilmez."


Erdoğan'a "Memleketi bunlara teslim edemeyiz" yanıtı: İktidar teslim edilmez devredilir

"Sayın Erdoğan, 'Memleketi bunlara teslim edemeyiz' dedi. Arkadaş, çok şaşırtıcı. Bu devleti teslim aldığını sanıyor. Sayın Erdoğan devleti teslim aldığını sanıyor. Öyle sanıyor ya seçim kaybedince de teslim edeceğini düşünüyor. Şu zihniyete, gaflete bakar mısın. Bak Sayın Erdoğan iktidar olmak milletin verdiği bir yetkidir bu yönüyle bir bayrak yarışıdır. O nedenle iktidar teslim edilmez devredilir. Sen ve küçük ortağın ve minik ortağın beğenseniz de beğenmeseniz de demokrasilerde esas olan milletin iradesi ve milletin kararıdır. Eğer millet iradesiyle probleminiz varsa, eğer aklınızdan başka şeyler geçiyorsa benden sana tavsiye çok uzaklara gitme yakın tarihe bak. Millet iradesinin nasıl bir sel olduğunu nasıl önünde hiçbir engelin önünde tutunamadığını açıkça görürüsün. Sayın Erdoğan ezcümle günü geldiğinde Türkiye'yi kimin yöneteceğine sen değil milletimiz karar verecek. O karar verildiğinde sen de aynı senden öncekiler gibi yapılması gerekeni yapacak ve elinde çiçeklerle iktidarı devredip senden sonra gelene görevinde başarılar dileyeceksin. Rahmetli Ecevit'in sizlere yaptığı gibi. Bu iş bu kadar basit. Bunu böyle bil aklını da başına al."


Akşener, yörüklere seslendi: İlk sandıkta yetkiyi alıp size hak ettiğiniz değeri göstereceğiz

"Afyon'da dinleme imkanı bulduğun sarı keçelilerin durumu buna çok açık bir örnek maalesef 20 göçebe ailenin yolculuğunu bile düzenlemekten aciz bir çapsız yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. İşin en acı kısmı da yörüklüğün egemen yurdu Anadolu iken İtalya, Yunanistan ve Avusturya kendi ülkelerindeki konar göçerlik kültürünü UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras listesine eklettiler. Biz ne yaptık? Maalesef 2008'den beri olan biteni ancak seyrediyoruz. Türkiye 2008 yılında müracaat etmesine rağmen yörüklerimiz bu listeye hâlâ girebilmiş değiliz. El oğlu kendi kültürünü yaşatmaya çalışırken biz binlerce yıl önce atalarımızın gördüğü gerçeği bile göremiyoruz. Böyle köklü bir kültürel mirasımızı ısrarla yok ediyoruz. Anadolu'nun otlakları, yaylaları mera hayvancılığı için çok uygundur. Bulanık'tan Yüksekova'ya Antalya'dan Muğla'ya küçük baş hayvan sürülerinin dolaştığı yaylacılığın kadim üretim biçimi olduğu muazzam bir coğrafyadır. Ama görüyoruz ki Sayın Erdoğan ve ortakları hâlâ meselenin farkında değil. Buradan yörük kardeşlerime sesleniyorum. İlk sandıkta yetkiyi alıp size hak ettiğiniz değeri göstereceğiz. İşe önce 13 yıl önce UNESCO'ya yapılan başvuruyu sonuçlandırarak başlayacağız. Sonra yaylak kışlak ve otlakların konuşlanma alanlarını kırsal turizm bölgesi lan edeceğiz.

Sayın Erdoğan; Yaylalar, meralar, sandığının aksine, rant devşirilecek kupon araziler değildir. 3-5 müteahhidin çöküp, taş kaya çıkaracakları, maden açacakları yerler, hiç değildir. Yaylalar, Yörüklerimizindir. Konar-göçerlerindir. Keçilerindir, koyunlarındır. Senin işin, Yörüklerimize sınır çizip, bu kadim kültürü öldürmek değil, tam aksine yaşatmaktır. Sen onlara sırtını dönmüş olsan da, biz geldiğimizde, Toroslarda tüten o dumanın sönmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu bizim, atalarımıza olan vefa borcumuzdur."


"Yaklaşık 25 milyon vatandaşımız, kurban eti dışında, et tüketemiyor"

"Söz hayvancılıktan açılmışken, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Biliyorsunuz, mübarek Kurban Bayramı yaklaşıyor. Her yıl, kurban ibadetimiz dolayısıyla ülkemizde, yaklaşık 900 bin büyükbaş, 3 milyona yakın da küçükbaş hayvan kesiliyor. Yani aslında, ülkemizde bir yıl içinde kesilen, toplam küçükbaş hayvanın yarısı, büyükbaş hayvanın da dörtte biri, kurban için kesiliyor.  Böylece, yaklaşık 325 bin ton karkas et, tüketime sunulmuş oluyor.

Bu ne demek biliyor musunuz? Toplam yıllık et tüketimimizin, yaklaşık dörtte biri kurban ibadetimiz üzerinden sağlanıyor demek. Yani, yaklaşık 25 milyon vatandaşımız, kurban eti dışında, et tüketemiyor demek. Nitekim, ilçe ziyaretlerimizde vatandaşlarımızla dertleşirken, 'Ayda kaç kilo et alıyorsunuz?' diye sorduğumda sıklıkla aldığım cevap, 'kurbandan kurbana' oluyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Toplam yıllık et tüketimimizin, yaklaşık dörtte biri kurban ibadetimiz üzerinden sağlanıyor demek. Yani, yaklaşık 25 milyon vatandaşımız, kurban eti dışında, et tüketemiyor demek. Nitekim, ilçe ziyaretlerimizde vatandaşlarımızla dertleşirken, 'Ayda kaç kilo et alıyorsunuz?' diye sorduğumda,  sıklıkla aldığım cevap, 'kurbandan kurbana' oluyor.


Et ve Süt Kurumu’na çağrı: Kurban dönemine özel karkas kesim referans fiyatı ilan edin

İşte o nedenle; Tam da bu hazin tablodan yola çıkarak, Kurban Bayramı’na özel bazı önerilerimiz var: Bu bağlamda, ilk olarak, Et ve Süt Kurumu’na seslenmek istiyorum; Hem büyükbaş, hem de küçükbaşlar için, Kurban Bayramı dönemine özel, 'karkas kesim referans fiyatı' ilan edin. Bu fiyattan, üreticinin elinde kalan hayvanları, satın alacağınızı taahhüt edin. Yapabilirseniz peşin ödeyin, yok yapamazsanız, yüzde 25 avans ödeyin  Kalanı için de, aylık bazda bir ödeme planı oluşturun."


 Millet İttifakı belediyeleri olmak üzere tüm Büyükşehir ve İl Belediyelerine çağrı

"İkinci çağrım ise, başta Millet İttifakı belediyeleri olmak üzere tüm Büyükşehir ve İl Belediyelerine: Şehrinizde misafir ettiğiniz besicilere, ve hayvanlara gereken konforu sağlayın. Kaba ve karma yem yardımı yapın. Besicilerden alınan ücretleri ve sağlanan gelirleri, asgari seviyede tutun. Et ve Süt Kurumu devreye girmezse, siz devreye girin ve elde kalan hayvanları satın alın. İhtiyaç sahiplerine ve gıda yardımı yaptığınız vatandaşlarımıza buradan üretilecek etleri, taze ya da işlenmiş olarak dağıtın. Bu, hem zorluk çeken vatandaşlarımız için, önemli bir hizmet olur hem de yüzbinlerce vatandaşımızın, ekmek yediği bir sektöre, can suyu olur. Sağduyu sahibi tüm Belediye Başkanlarımızın, bu çağrımıza destek vereceklerine ve mübarek kurban bayramında, milletimiz için böyle hayırlı bir adımı, hep birlikte atacağımıza, yürekten inanıyorum."


İktidara fındık alım süreci için çağrı

"Hayvancılıktaki durum böyleyken, tarımda durum farklı mı? Maalesef değil. Yabancı ülkelerin çiftçilerini zengin etmeyi kendisi için adeta görev sayan, Tarım Bakanı ile patronu zenginliklerimizin peşkeş çekilmesine, ısrarla ve inatla seyirci kalıyor. Aziz milletim; Hayvancılıktaki durum böyleyken, tarımda durum farklı mı? Maalesef değil. Yabancı ülkelerin çiftçilerini zengin etmeyi kendisi için adeta görev sayan, Tarım Bakanı ile patronu zenginliklerimizin peşkeş çekilmesine, ısrarla ve inatla seyirci kalıyor.

Fındıktaki hikâye, yıllardır aynıdır. Önce, 'Bu sene çok fazla üretim var, rekolte yüksek' denir.  Sonra, 'Dünyada fındık tarımı gelişiyor, biz ürünümüzü satamayacağız' denir.  Sonra, aslında olmayan, sanal, Hamburg Fındık Borsası’ndan bahsedilir. 'Fındık Borsası Karadeniz’de olacak, o borsa buraya gelecek' denir. Arkasından, 'FİSKOBİRLİK nerede, ne oldu?' denir. 'Depolama imkânı yok, depo yok, alıcıların depoları dolu, almayacaklar.” denir. 'Lisanslı depoculuk geliştirilecek' denir. İşte bütün bu karmaşa içinde, bir fiyat açıklanır ve üreticinin ürünü elinden alınıverir. Sonra ne olur? Götürülür ve yabancılara teslim edilir. İşte bu yüzden, yıllardır, fındık ihracat gelirimiz,  1 buçuk ile 2 buçuk milyar dolar arasında, gidip gelir. Yani, 17 milyar liralık üründen, yaklaşık 15-16 milyarlık ihracat yaparız. Oluşturduğumuz bütün ihracat katma değeri, işte bu kadar olur. Yani sıfır olur. İşte size, Ak Parti iktidarının, tarımdaki akıl dolu ihracat vizyonu…"


Erdoğan’a: Senin ekibin yan gelip yattığı için, mecburen benim uzman arkadaşlarım oturdu çalıştı

"Buradan Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum; Taban fiyatı açıklamakta gecikilirse, üreticinin kaybı büyük olur. Ziraat Odalarımızın yaptığı hesaplamalara göre, 2021 yılı için, fındığın kilo başına maliyeti, 22 lira 85 kuruş. Senin ekibin yan gelip yattığı için, mecburen benim uzman arkadaşlarım oturdu çalıştı. Artan maliyetleri, dolar kurunu, refah payını, enflasyonu,  ve de en önemlisi, bu yıl dünyadaki rekolte düşüşünü göz önüne aldığımızda, bu yıl için, kilo başına 35 lira uygun olacaktır. 35 liralık fiyat, hem hareketlenecek piyasaların hem emeğin hem de bu alanda dünya devi olmanın hakkıdır."
Erdoğan'a: Gerçekten Karadeniz’in oğluysan yabancı lobilerin elemanlarını bu işten uzak tut ve fındık üreticilerimize sahip çık

"Sayın Erdoğan; Rizelilik, kürsülerden üfürmekle olmaz. Rizelilik, Karadenizli fındık üreticisini, yabancı şirketlere ezdirmeyerek olur. Eğer, her fırsatta söylediğin gibi, gerçekten Karadeniz’in oğluysan, o zaman bu sefer yabancı lobilerin elemanlarını bu işten uzak tut ve fındık üreticilerimize sahip çık Eğer sen sahip çıkmazsan, ilk sandıkta biz gelip gerekeni yapacağız. Bunu da böyle bilesin."


“Uygur kardeşlerimize, her türlü alçaklık yapılırken, Sayın Erdoğan, yapanların kuruluş yıldönümünü kutlama peşinde”

"Sayın Erdoğan bu sıralar Çin Komünist Partisi’ne şirin görünmeye çalışmakla meşgul. Kendisi, ÇKP’nin, 100’üncü kuruluş yıldönümü için yeni kankası, Şi Cinping’i arayıp, pamuk gibi, yumuşacık mesajlar vermiş. Yalnız yanlış olmasın, Türkiye’dekini değil, orijinalini aramış. Peki görüşmede neler var? Mesela, ilişkileri ilerletme arzusu var. Mesela, Çin politikalarına tam destek var. Bol miktarda takdir var, teşekkür var, övgü var. Peki Uygur’lara yapılan soykırıma dair bir şey var mı? Yok. Peki evlerinden alınan erkeklerin köle kamplara yerleştirildiği, ucuz işçi olarak çalıştırıldığı, evin oğlunun evden alınıp gönderildikten sonra o evlere Çinli erkeklerin yerleştirildiği ve o Müslüman Türk kardeşlerimizin Çinli erkeklerle yaşamak zorunda bırakılması konusunda bir şey var mı? Yok. Zihniyete bakar mısınız? Uygur kardeşlerimize, her türlü alçaklık yapılırken, Sayın Erdoğan, yapanların kuruluş yıldönümünü kutlama peşinde. Dünya Uygur’lara sahip çıkarken Sayın Erdoğan, Çin’le ilişki geliştirme peşinde. Vicdanı olan herkes, Çin’in yaptığı soykırımı kınarken, Sayın Erdoğan paracıkların peşinde… Yazıklar olsun."


“Sayın Erdoğan uçan Türkiye’ye ne olduğunu, Tunceli’ye anlat”

"Vatandaşımız artık her şeyin farkında. Bu iktidarın, kendisine verecek bir şey kalmadığını görüyor. Mesela, çay bahçesinde sohbet ettiğim bir kardeşim diyor ki; ‘Türkiye uçuyordu.  Uçan Türkiye nerede kaldı? Uçan Türkiye’ye ne oldu? Biri bize anlatsın’ Sayın Erdoğan; O biri ben değilim, sensin sen! Hadi çık da anlat bakalım. Uçan Türkiye’ye ne olduğunu, Tunceli’ye anlat. Ama bu sefer masal anlatma, gerçekleri anlat. Anlat ki herkes anlasın. Kim uçmuş, kim uçmamış herkes öğrensin.


“Ya çıkacaksın, milletine olanı biteni anlatacaksın ya da tıpış tıpış gideceksin”

Mesela, besici bir kardeşim diyor ki; ‘Her sürü sahibinin en az 200 bin, 300 bin lira borcu var. Yayla kiraları ortada. Süt para etmiyor. Yün zaten boş. Et de para etmiyor. İktidarın buralara uğradığı yok. Onları bulup soramıyoruz. Bari size soralım, biz ne yapacağız?’ Anlat bakalım Sayın Erdoğan… Bunu da anlat. Ben milletimin ayağına gidiyorum, onların dertlerini, sorunlarını sana iletiyorum. Bu soruların muhatabı sensin. Anlat bakalım; Müteahhitlerin uçarken borç içinde yüzen insanımız ne yapsın? Danışmanların 5 maaş alırken 1100 lirayla ev geçindiren emeklimiz ne yapsın? Sen havuzlu saraylarında sefa sürerken işsiz kahvesinde, çaresiz bekleyen kardeşim ne yapsın? Ya çıkacaksın, milletine olanı biteni anlatacaksın ya da tutmadığın sözlerin, uçuruma sürüklediğin ekonominin ve anlattığın masalların hesabını sandıkta vereceksin. Ya anlatacaksın ya da tıpış tıpış gideceksin. Bu kadar basit."
Akşener'den torba yasadaki OHAL ve TMSF düzenlemesine tepki: Milletimize yamuk yaptırmayacağız

"Torba yasanın içine OHAL’in uzatılmasın dair bir madde kondu ayrıca da bir şey daha kondu. Onu da çok vahim bulduğumuzu ifade etmek isterim. O da kayyum atanmış şirketler var ya TMSF bunları uygun şartlarda bulup sattığında bu şirketler hem işlemeye devam ediyor, yöneticileri sahipleri gitmiş, o sattıkları geliri de Hazine’ye TMSF irat kaydediyor. Sayın Türkkan’ın uyarısı üzerine sizlerle paylaşıyorum. Eğer o madde olduğu gibi geçtiği takdirde TMSF’nin bu şirketleri satma görevi ortadan kalkıyor. Yan masanın böreği gibi bu şirketler ortadan kalkıp yok oluncaya kadar ağalar beyler abiler yiyip içip sıfıra indirinceye kadar TMSF’nin elinde kalacak. Bu iki konuya aşırı derecede dikkat etmenizi istiyorum. Bu konularla ilgili olarak milletimizi hem Meclis çatısı altında hem de diğer sivil alanlarda milletimizle beraber olduğunuz her alanda bilgilendirmede bulunmanızı ve uyarmanızı istiyorum. Bugün Güvenlik Politikaları Başkanımız Nuri Okutan OHAL maddeleriyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Arkadaşlarımız da bu konuda birlikte çalışacaklar. Bu konuyu gündemde tutuk, sayımız yeterli değil ama mümkünse seçmen desteği ile bu fikirlerinden bu kararlarından iktidarı vazgeçirtmenin yollarını bulmaya çalışacağız. Bu iki madde birer yamuktur. Yamuk yaptırmayacağız. Milletimize yamuk yaptırmayacağız."


“Bu yapılanların hesabını milletine verirsin, demedi deme”

"Demokrasi, yönetenin değil, muhalefet edenin söz hakkının güvencesidir. Milletin hakkının, hukukunun, iradesinin güvencesidir. O nedenle de Gazi Meclisimiz, aynı zamanda Millet’in Evi’dir. Sen, demokrasiye gıcık oluyor olabilirsin. ‘Demokrasi amaç değil, araçtır’ diyor olabilirsin. Hatta kendi kendine, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız şahsımındır’, diyor da olabilirsin. Ama bu aziz millet, demokrasisine el sürdürmez. İradesine müdahale ettirmez. Gün olur, o sandık milletin önüne gelir. Ve o gün geldiğinde, bu yapılanların hesabını milletine verirsin. Demedi deme."

İlçe ziyaretlerimde, sık sık eczacı kardeşlerimle konuyorum. Pandemide gösterdikleri özveriyi biliyorum. İnsanımızın yaşadığı geçim sıkıntısından direkt olarak etkilendiklerini kabaran veresiye defterlerini biliyorum. Tüm ekonomik zorluklara rağmen, kapısına geleni geri çevirmeyen o büyük vefayı da biliyorum. İktidar aynı vefayı size göstermese de Allah’ın izniyle ilk seçimden sonra biz göstereceğiz. Bundan emin olabilirsin.


"Konumuz yine akıllı yangınlar!"

"Çevreye dair her sorunda olduğu gibi, bu sorun da yalnızca bizi değil, çocuklarımızın çocuklarını bile olumsuz etkiliyor. Son yıllarda, atık sektöründeki, plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında nasıl ortaya çıktığı meçhul, yüzlerce yangından bahsediyorum. Interpol bile, bu konu hakkında bir rapor yayımlayıp çöp ticaretinin, artık bir suç faaliyetine dönüşmüş olduğunu, uluslararası dolaşıma giren plastik atıkların, yasa dışı şekilde bertaraf edildiğini söylüyor. Plastik çöplerin, yasa dışı şekilde bertaraf edilmesi demek, çöplerin geri dönüşüm kurallarına uyulmadan yok edilmesi demek. Yani, geri dönüşüm tesisi olması gereken yerlerde depolanan milyonlarca ton plastik çöpün, nasıl olduğu 'belli olmayan' sebeplerle bir anda yanmaya başlaması demek. Yani, konumuz yine akıllı yangınlar. Ama bu defa ormanlarımız değil, plastik atıkları yakılıyor.


"2020 yılında nedeni bilinmeyen tam 65 yangın çıkmış! Bu sayı 2021 yılının ilk 6 ayında, çoktan geçilmiş"

Ben bu yangınlara da akıllı yangınlar diyorum. Çünkü ilginçtir, nedense bu tesislerin, sadece depoları yanıyor. Bu yangınlar nedense, ana tesise hasar vermiyor, sadece depolardaki atıklar yanıyor. Ya depolanmış plastik atıklar yanıyor ya da normal şartlarda ithalatı yasak olan çöpler yok oluyor. Böylelikle, yasaklı ithal malzemeye dair kanıtlar da mistik bir biçimde, ortadan kalkmış oluyor. Ne kadar ilginç değil mi? Ben bunlara akıllı yangın deyince konunun ilgilileri çok kızıyor ama, ne yapalım? Veriler ortada. 2016 yılında, plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında, yalnızca 8 kere yangın çıkmış.  2017 yılında, yalnızca 7 yangın çıkmış.  Peki sizce bu meçhul yangınlardan, 2020 yılında kaç kere olmuş?  15 mi?  20 mi?  Hayır. 2020 yılında nedeni bilinmeyen tam 65 yangın çıkmış. Dahası var. Bu sayı 2021 yılının ilk 6 ayında, çoktan geçilmiş. Ocak ayından hazirana kadar, tamı tamına 68 yangın meydana gelmiş. Yani bu plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında, her 2-3 günde bir yangın çıkıyor. İşe bakar mısınız?
"Yangınlardaki bu artışın sebebi nedir? Serbest bırakılan, çöp ithalatından başka bir şey değil"

Peki, yangınlardaki bu artışın sebebi nedir? Geçen hafta itibariyle yeniden serbest bırakılan, çöp ithalatından başka bir şey değil. 'Çöpün de ithalatı mı olur?' demeyin. Maalesef oluyor. Batı dünyası ve Avrupa, kendi çöplerini az gelişmiş ülkelere gönderiyor. 2015 yılına kadar, bu çöplerin büyük kısmı, Çin’e gidiyordu. Ancak Çin bile, doğasını, çevresini düşünerek 2017 yılında, çöp ve atık ithalatını yasakladı. Peki, artık Çin’e gitmeyen bu çöpler, nereye gitmeye başladı dersiniz?  Malezya, Bangladeş, Filipinler ve maalesef Türkiye’ye gelmeye başladı. Ak Parti iktidarının, dış ticaret anlayışına bakar mısınız? Sayın Erdoğan’ın ithalat sevgisinin, ulaştığı noktaya bakar mısınız? Gerçekten ibretlik.


"2020 yılında Türkiye tam 756 bin ton plastik çöp ithal etmiş"

"Ak Parti iktidarı sayesinde, güzel ülkemiz, dev bir plastik çöp ithalatçısı haline gelmiş durumda. Son 16 yılda, plastik çöp ithalatımız 196 kat artmış. Yanlış duymadınız, tam 196 kat. Yani deyim yerindeyse, Avrupa’nın plastik çöplüğü olmuşuz. Türkiye, 2016 yılında, 3 bin 600 ton, plastik çöp ithal etmiş. Çok değil, dört yıl sonra, 2020 yılında Türkiye ne kadar plastik çöp ithal etmiş biliyor musunuz? Sıkı durun tam 756 bin ton."

Yorumlar (0)
15
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Kocaeli Haberleri