banner89

banner88

Eski AKP kurucularından Abdüllatif Şener: "Güç ve parayla istediğiniz her kararı her yerden çıkarırsınız Türkiye’de"

GÜNDEM 12.07.2021, 11:56
Eski AKP kurucularından Abdüllatif Şener: "Güç ve parayla istediğiniz her kararı her yerden çıkarırsınız Türkiye’de"

Eski AKP kurucularından, CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, AKP'nin kuruluş sürecine ilişkin olarak, "Erdoğan’ın önünü Baykal açmadı, AKP kurulurken İçişleri ve Yargıtay atması gereken adımları atmadı" değerlendirmesini yaptı.

"AK Parti’de ilk kurulduğu günden itibaren problem Genel Başkan'daydı" diyen Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmeden önceki siyasi yasağını hatırlattı. Şener, "O siyasi yasağı aşabilmek için, yani Türkiye içinde meşruiyet sağlayabilmek için AB ve ABD ilişkisine önem verdi. Yani dış destek ile iç meşruiyeti elde etme stratejisi ilk dönem stratejisidir. Bu destansı AB süreçleri hep o kendisinin yakalamaya çalıştığı, ülkedeki hukuk engelinin aşılabilmesi ve ondan sonra da kurumasal yapıların kendisinin meşruiyetini ve yaptıklarını onaylamasını elde etmeye yönelikti." dedi.

Independent Türkçe'den Can Bursalı'ya konuşan Şener, "İlk Gül hükümeti kurulurken biz kendisi ile beraber Yunanistan’da idik. Yunanistan’dan İspanya’ya giderken havada Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmıştı. Yani burada seçim sonrası ilk Ak Parti hükümeti kurulurken, o AB liderleri ile görüşüyordu.Sürekli AB değerlerine vurgu yapıyordu. O imajı veriyordu. Neden? Burada meşruiyetini elde edebilmek maksadı ile. Fakat yönetim tarzı hukuka ve siyasi etik kurallara, kamu mallarını korumaya yönelik olmadığı için ve başlangıçta da medya ve Türkiye’deki kurumsal yapı tereddütle baktığı için Erdoğan’a ve AKP iktidarına, bu AB vurgusu ile sürdürdüğü politikaların dönemi biraz uzun sürmüştür. Ama bir taraftan da ilk oturduğu günden itibaren hukuk, siyasi etik, kamu malını gözetme gibi evrensel bir yöneticinin, başbakanın olması gerektiği şekilde işi yürütmüyordu. Bu birikerek sonunda hem medyayı teslim aldı, hem kurumsal yapıları teslim aldı. Kendisini denetleyen kurumlar olmaktan öte, kendisinin kırbacı haline gelen kurumlar haline dönüştü. Başta yargı olmak üzere." ifadesini kullandı.

Şener sorulara şu yanıtları verdi:

-Yani, baştaki strateji bir aldatmacaya mı dayanıyor?

Evet, sadece kendi meşruiyetini sağlamaya yönelikti.
"Erdoğan siyasi yasakları Baykal sayesinde aşmadı"

-Yayınladığı videolar ve paylaştığı tweetler ile gündeme gelen Sedat Peker, Korkmaz Karaca üzerinden Deniz Baykal hakkında da iddialarda bulundu. Ardından Zülfü Livaneli’nin Deniz Baykal hakkındaki sözleri gündeme geldi. Siz 2003 yılından Baykal ile Erdoğan arasından geçtiği belirtilen görüşme ve sonrasındaki sürecin en yakın tanıklarından birisiniz. 2003 yılında Siirt’te yapılan seçimler sayesinde Erdoğan Başbakan olabildi. Bu süreçte Deniz Baykal’ın rolü var mıydı?

O dönemde o tartışma ile ilgili hiçbir bilgiye sahip değilim. Erdoğan-Baykal görüşmesi, bu görüşmenin içeriği hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadım. Ama o dönemde partilerin yaptığı açıklamalar daha farklı nitelikteydi. Bugünkü tartışmayı Zülfü Livaneli’nin 2007 yılındaki yazısından  bugünlerde yapmış olduğu konuşmalardan biliyorum. Ama işin esası nedir, onunla ilgili bir değerlendirme yapmak istemem. Fakat 360 milletvekili ile TBMM’ye girmiş bir parti hakkında sayın Baykal’ın yaptığı açıklamanın o kadar da yabana atılmayı hak eden bir açıklama olduğunu zannetmiyorum.

Düşünün bir muhalefet partisi lideri, siyasi yasaklara karşı tavır sergileyen bir partinin genel başkanı olarak böyle davranmış olabilir. Ama aslında Erdoğan’ın siyasi yasakları aşmasının serüveni Baykal’ın tavrıyla olmadı.

Bir kere parti kurulduğu zaman, partinin kuruluş dilekçesi, İçişleri Bakanlığı’na verildiğinde, İçişleri Bakanlığı’nın "Bu genel başkan olmaz. Hakkında siyasi yasak vardır. Parti üyesi de olamaz, parti genel başkanı da olamaz" diye dilekçeyi iade edip "Yeni bir kurucular listesi getirin" demesi lazımdı. Ama İçişleri Bakanlığı bunu demedi.

Arkasından Yargıtay’ın, genel başkanlığını ve parti üyeliğinin iptali için dava açması lazımdı. Yargıtay, o davayı açmadı. Üstelik parti taa 1,5 yıl sonra TBMM’nin üçte iki çoğunluğu ile iktidar olarak geldikten sonra bir dava açıldı. O da yarıda kaldı, işlemez hale geldi. Erdoğan’ın önünü açan süreçler aslında bu söylediğim iki süreçtir.
"Türkiye'de güç ve parayla istediğiniz her kararı çıkartırsınız"

-Size göre İçişleri Bakanlığı ve Yargıtay atması gereken adımları niye atılmadı?

Türkiye gelişmiş batı demokrasilerinde olduğu gibi kurumsallaşmış bir ülke değil. Bir bilgi sahibi değilim. Ama Türkiye’de belirlenemeyecek, yönlendirilemeyecek hiçbir şey yoktur. Güç ve parayla istediğiniz her kararı her yerden çıkarırsınız Türkiye’de. Çok mu iddialı konuşuyorum? Benim gördüğüm, hayattan izlediğim manzara bu.

-O dönem, özellikle yargıdaki kadrolar daha çok AK Parti karşıtlığı ile biliniyordu…

Teorik düşünüyorsunuz. Bir de bunun somut pratikleri var. Teorik olarak en aykırı düşünceli birinin karar noktasında olduğunu düşünün. Burada iki sorun var:

Bir, size düşünce olarak karşı diye tavır alabilir mi? Almaması lazım. Hukukun gerekleri ne ise ona göre karar vermesi lazım. Ama siz bile soruyu sorarken Türkiye’ye o kadar alışmışsınız ki, hemen karşı olan birileri diye soruyorsunuz. İkincisi, karşı olmasına rağmen ve hukuka da aykırı olmasına rağmen lehinize karar aldırılabilir mi o kişiye?

Bunun çok örneği var. Belki prensiplerini ilkelerini bozmayan, duruş sergileyen çok insan da çok karar verici de olmuştur bu ülkede. Ama insanları bireysel inisiyatiflerine bıraktığınız zaman bu mekanizma yürümez.

Kurumsal yapının o bireylere bağlı mekanizmalarda sistemin temel kurallarına uygun kararlar alabileceği bir şekilde donatılmış olması lazım. Türkiye’de kurumsal yapılar bunu sağlayamıyor. Bireyleri kuşatamıyor.


"Bu bir yeni nesil mafya devleti"

Siz, Türkiye’nin en karanlık yılları denilen 90’lı yıllarda da milletvekiliydiniz. Susurluk  gibi, 90‘lı yıllara damga vurmuş diğer olayların hepsinin içindeydiniz, Susurluk döneminde Maliye Bakanı’ydınız. 2021 Türkiyesini, 90’lı yıllarla kıyasladığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz?

Bazı suç örgütleri var. Bu suç örgütleri ile bazı bürokratların, yargı mensuplarının ve siyasetçilerin, bakanların ilişkisi var. Bu ilişki sınırları içerisinde hukuk ihlalleri ve suç unsuru teşkil edecek durumlar var. Medya iki ayı aşkın süredir bunu tartışıyor. Ben sürekli olarak bir şeye dikkati çekmeye çalışıyorum. Yaygınlaşsın, otursun diye de uğraşıyorum ama bunu yerleştiremedim. TBMM’de dört kez konuşma yaptım, "mafya devleti" dedim.

"Mafya devleti" dediğinizde klasik, suç örgütleri ile iktidar arasındaki ilişki öylesine yoğun bir düzeye ulaşır ki, hükümet suç örgütlerinin bir parçası haline dönüşür. Klasik anlamda buna "mafya devleti" deniliyor. İşte 70-80’lerin İtalya’sı. Bir ara Kolombiya. Meksika, hatta balkanlardaki bazı ülkeler, bu çerçevede mafya devleti diye anılıyor.

Benim kastettiğim bu da değil. Yeni nesil bir mafya devleti türüyor dünyanın değişik yerlerinde. Bu yeni nesil mafya devletinde, normal iktidar sahipleri mafya yöntemleri ile ülkeyi yönetmeye başlıyorlar. Bu bir yeni nesil mafya devleti.

-Diğeri ile farkı nedir?

Mafya yöntemi ile idare ettikleri zaman diğer suç örgütleri ile bağlantılı boyutları da oluyor. Ama işin merkezi o suç örgütleri değil, hükümet edenler. Bu yeni nesil mafya devleti ile ilgili riskler yaşıyoruz.

Bir kere bunu kavramak için, şuradan hareket edelim: Türkiye’de çok sayıda "varlık barışı" adı altıdan bir yasa çıkarılmıştır. "Varlık barışı" dediğiniz şey, kayıt dışı paranın ve kara paranın aklanmasını sağlayan yasalar demektir.

Zaten suç örgütleri-hükümet edenler ilişkisi dediğiniz şeyin özünde merkezinde kaynağı suç olan para var. Kara para var. Hükümet edenler güçlü ise, MASAK’a onu incelettirmiyor. O da yetmiyor, parlamentodan kara parayı aklayacak yasalar çıkarıyor. 2002’den bu yana 10 civarında varlık barışı denen yasa çıkmıştır.

Üstelik bazı varlık barışı yasalarında "Bu varlık barışına başvuranlar hakkında vergi incelemesi yapılamaz, idare tahkikatı yapılamaz, hakkında araştırma, soruşturma ve kovuşturma yapılamaz" diyor. Doğrudan doğruya "Kara paradan elde edilen kazancını bu yasaya dayandırarak bildirmiş kişi hakkında inceleme yapamazsınız, araştırma yapamazsınız, soruşturma, kovuşturma yapamazsınız" diyor. Şimdi peki o zaman ülkedeki bu suç örgütleri ile siyaset bürokrasi hükümet yetkilileri arasındaki ilişkilerde gelişen, patlayan ilişkilerde merkez bu suç örgütleri midir?  Yoksa merkez mevcut iktidar mıdır? Onun için ben yeni nesil diyorum. Türkiye tehlikeli bir kulvara girmiştir. Bunu en kısa zamanda çözmek zorundayız.

Yorumlar (0)
15
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 48
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 34 39
12. Deportivo Alaves 34 39
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 33 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Kocaeli Haberleri