banner89

banner88

24.06.2022, 14:53

Geçmişini topa tutmak

1959 yılı, Şişli’deki bir köşk, polis ekiplerince mühürlendi. Bu evde ünlü bir armatör yaşıyordu:

Saim Birkök. Hayatı boyunca hiç evlenmemişti. Askerlik arkadaşının kendi adını verdiği oğlunu evlat edindi. Onu yetiştirmeye çalıştı. Okuması için İsviçre’ye gönderdi. Bütün servetini ve sahip olduğu tersaneyi ona bırakmayı düşünüyordu. Ancak Balat’taki tersanede çıkan bir tartışmada manevi oğlunu tek kurşunla öldürdü. Bu olay yaşandığında Saim Birkök 76 yaşında, ölen manevi oğlu Saim Gökoğlu 45 yaşındaydı.

1960 yılının ilk ayları, Prof. Mustafa Cezar, bir araştırma sırasında, Şişli’de mühürlü bir evde, sanatsal değerinin yanında tarihi değeri de yüksek olan, kırktan fazla tablonun varlığını öğrendi. Köşkün sahibi Saim Birkök, resme meraklı bir sanat severdi. Ancak işlediği cinayetten dolayı Sultanahmet Cezeevinde yatmaktaydı. Profesör, tabloların fotoğrafını çekmek için köşkün sahibinden izin almak zorundaydı. Hapishaneyi ziyaret edip Saim Birkök’ten izin aldı. Mühürlü kapı, hakim eşliğinde açıldı. Kapı aralanıp ışıklar yanınca, toz toprak arasından muhteşem bir hazine çıktı. Kaplumbağa terbiyecisi başta olmak üzere beş tanesi Osman Hamdi Bey’e ait kırk tablo gün yüzüne çıkmıştı.

Tabloların fotoğrafları çekildi. Sonra köşkün kapısı tekrar mühürlendi. Prof. Mustafa Cezar, çektiği bu fotoğrafları kitabında yayımladı. Böylelikle ilk defa bu tablonun gerçek görüntüsü ortaya çıkmıştı.

1961 yılı. Kanser hastası Saim Birkök, durumu ağırlaştığı gerekçesiyle salıverildi. Zaten bir süre sonra da vefat etti. Arkasından büyük bir miras kavgası başladı. Tablolar, anlaşmazlık nedeniyle Resim Heykel Müzesi’ne teslim edildi.

Kaplmbağa terbiyecisi de 20 yıl kadar sonra, açık artırmayla Erol Aksoy’un eline geçecekti. Erol Aksoy, tabloyu sahibi olduğu İktisat Bankası’nın koleksiyonuna ekledi.

12 Aralık 2004 Pazar. İktisat Bankasının koleksiyonunda bulunan Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tabloya, bankanın batması nedeniyle TMSF tarafından el konulmuştu. Müzayede başladığında, çekişme iki müze arasında geçiyordu; İstanbul Modern ve Pera Müzesi. Rakam çok yukarılara çıktı. Öyle ki, son teklif (günümüz parasıyla 5 milyon) 5 trilyon lirayı gösterecek tablo yoktu. Demek ki müzayedeyi gerçekleştirenler bile bu kadarını beklemiyordu. Kaplumbağa Terbiyecisi’nin yeni sahibi Pera Müzesi oldu. Ödenen 5 trilyon, Türk resim sanatı için rekordu. Bu yüksek ücret, tablonun ününe ün kattı.

Günümüzde, sokaktaki vatandaştan profesörüne, üniversite öğrencisinden ev hanımına kadar herkesin bildiği bir yapıta dönüştü Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi. “Puzzle”ları, reprodüksiyonları yok satıyor. Dizi sahnelerinde, karikatürlerde karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin bir nevi Mona Lisa’sı haline geldi.

Aslında Kaplumbağa Terbiyecisi’nin bir de ikizi var. Osman Hamdi Bey, birçok oryantalist ressam gibi beğendiyi tabloyu bir kez daha çizmişti.

Şimdiye kadar anlatılan, 1906 yılında yapılan ilk tablonun hikayesiydi. 1907 yılında ise resmi tekrar yaptı. 2 çalışma bir şekilde Londra’ya kadar gitmişti. Erol Simavi 1984 yılında bu resmi 100 bin dolara satın aldı. Halen Belma Simavi’nin koleksiyonunda bulunan tablo, Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergileniyor.

İki resim arasında farklar var, kaplumbağaların sayıları ve yerleri, duvarda asılı olan Allah ve Muhammed yazılı tablo, yerde duran vazo ve pencere kemeri gibi.

Peki tablo bize ne anlatıyor?

Tabloda gördüğümüz erkek figürü Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Çoğunlukla resmini çizeceği ortamda, doğuya özgü kıyafetler giyip kendi fotoğrafını çektirir. Sonra fotoğrafa bakarak yapar resimlerini. Kaplumbağa Terbiyecisi de bu şekilde çizilmiştir.

Tablodaki mekan, Bursa’daki Yeşil Cami’dir. Osman Hamdi Bey çizime burada başlamış, daha sonra çekilen fotoğrafın yardımıyla kendi atölyesinde bitirmiştir.

Öncelikle neler görünüyor?

Kırmızı kaftan giymiş, derviş kıyafetleri içinde sakallı, kambur yaşlı bir adam…

Bakımsız bir odada, marul yiyen kaplumbağalara bakıyor. Ama biraz düşünceli, karamsar ve yorgun bir bakış bu.

Sırtında bir nakkare (yarım küre biçiminde küçük bir davuldan oluşan vurmalı bir çalgı. Mevlevi müziğinin dört temel çalgısından da birisi) asılı ve buna bağlı mızrap (nakkareyi çalmaya yarayan nesne) boynundan aşağı sarkmış.

Ellerini arkasında kavuşturmuş, bir ney tutuyor. Kırbaç değil de neden Ney? Anlaşılan kaplumbağaları ney üfleyerek, nakkare çalarak yani musikiden yararlanarak terbiye etmeye çabalıyor.

Ama yaşlı adamın ney’i tutuşuna daha dikkatli bakacak olursak, ney’i üfleme hazırlığında değil sanki vazgeçmiş, çabaları sonuçsuz kalmış.

Bize verilen mesajın ne olduğunu doğru yorumlamak için, Osman Hamdi Bey’in hayatı hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerek.

Osman Hamdi Bey, ilk Türk arkeoloğudur. Dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulan ve İstanbul’a getiren kişidir. Çağdaş Türk müzeciliğini öncülerindedir. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu ve ilk müze müdürüdür.

Sanay-i Nefise Mekteb-i Alisi’ni yani Güzel Sanatlar Akademisi’nin kurucusudur. Ayrıca modern anlamda ilk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressamdır.

Bu durumu Emre Caner bir romanında şöyle açıklamıştır;

“Osman Hamdi de hayatı boyunca kimsenin bilmediği meslekler yapmıştı. Ressam olmuştu en başta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardından da Güzel Sanatlar Akademisi müdürü. Onun kaplumbağa terbiyecisinden bir farkı yoktu aslında”

Osman Hamdi Bey, tüm bunları, sanatı ve sanatçıyı önemsemeyen, antik eserlere hiç değer vermeyen bir toplumda başarmıştı. Devlet kurumları hatta toplumun kendisi, sürekli kendisine yeni engeller çıkarmış, değişme, modernleşmeye direnmişti.

İşte tablodaki kaplumbağalar, devletin hantal işleyen bürokrasisi ve değişime direnen, ağır aksak ilerleyen toplumun kendisiydi. Yaşlı dervişin kendisi olduğunu belirtmiştik. Bütün bu duruma kızan Osman Hamdi Bey, derviş de olsa sabrının bir sonu olduğunu göstermiş oluyor.

Osman Hamdi Bey’in bu tablo yapılırken nereden esinlendiği de ortaya çıkmıştır. Bunun için Fransız Le Tour de Monde’nin 1869 yılındaki bir sayısında çıkan gravürü incelemek gerek.

1869 yılında Bağdat Valisi Mithat Paşa’nın hizmetinde çalışan babasına gönderdiği mektupta, Le Tour de Monte dergisini severek okuduğundan bahseden Osman Hamdi Bey’in bu çalışmadan esinlenmesi gayet olası görünüyor.

Benzerlikler dikkat çekici olsa da Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi, renklerin ve ışığın kullanımı, tablonun derinliği ve verdiği mesajla öncülüğünden çok daha değerli.

Kaynak:

(Bütün Dünya Dergisi, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, sayı 2016/05)

Bu beşincisi yazdığım köşe yazımda Osman Hamdi Bey hakkında bir anekdotu sizlerle paylaştım.    

Biz Gebzeliler ne kadar şanslıyız ki, böyle bir insanın yazları gelip yaşadığı yer Gebze’de ve Eskihisar gibi insanların akın akın gidip yürüyüş yaptığı sabahları kahvaltıya misafirlerini yemeğe götürdüğü nezih mahalle oldu.   

Ama biz bir çok şeyin kıymetini bilmediğimiz gibi 1987’den beri müze olarak kullanılan Eskihisar sahildeki köşkün de kıymetini bilemedik. Köşk resmen çürümeye başlamış. İçinden, içindekilerden, çatısından, cephede kullanılan motifinden ahşap dekoruna kadar.

Her yıl binlerce yerli-yabancı turistin ziyaret ettiği müze iki yılın aşkın bir süredir restore edileceği için kültür ve turizm bakanlığınca kapatıldı. Geçmişine kurşun atan geleceğini topa tutar. Burayı ve bunun gibi yerleri görünce insanın içi kan ağlıyor.  Bu şehir bu kadar mı sahipsiz? Geçmişine sahip çıkacak yok mu?

Bu şehrin kaymakamı, belediye başkanları, büyükşehir belediyesi, valisi. Bizler Kocaeli’de yaşayan halk olarak geçmişimize sahip çıkamıyoruz. Söylenecek yazılacak çok şeyler var. Bunları ileriki yazılarımızda dile getireceğiz. “Dilin nezaketi ruhun zarafetini gösterir” diyor, herkesi Osman Hamdi Bey Müzesine sahip çıkmaya davet ediyorum. Saygılarımla.

Kaşif Şahinkesen  

Yorumlar (0)
15
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17