banner89

banner88

Demirtaş: Erdoğan'ın çözüm sürecini bitirdiği için bin pişman olduğuna eminim, o günden beri bir daha toparlayamadı

"'Keşke bulaşmasaydım' dediğim şey, milletvekilliği ve eş genel başkanlıktır"

Politika 18.10.2021, 10:07
Demirtaş: Erdoğan'ın çözüm sürecini bitirdiği için bin pişman olduğuna eminim, o günden beri bir daha toparlayamadı

5 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Siyasete bulaşmasaydım keşke dediğim zamanlar oldu elbette. Keşke bulaşmasaydım dediğim şey de demokrasi ve özgürlük mücadelesi değil, milletvekilliği ve eş genel başkanlıktır” dedi. Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın "çözüm sürecini bitirdiğini için bin pişman olduğunu" savunarak, "Çünkü o günden beri bir daha toparlayamadı. Kaybettiği meşruiyetini otoriterleşerek telafi etmeye çalıştı" ifadesini kullandı.

Kısa Dalga’dan Beril Eski, HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne Kapalı Cezaevi’ne giderek yüz yüze röportaj gerçekleştirdi.

PKK'nın HDP'yi sözcüsü ya da temsilcisi olarak kabul etmediğini söyleyen Demirtaş, "HDP, Kürt sorununu ve PKK’yi en gerçekçi şekilde ve çözüme de katkı sunacak bir perspektifle tanımlarken, devletin resmi tanımıyla ters düştüğü için HDP’yi PKK ile eşitliyorlar. Ve kesinlikle yanlış yapıyorlar" dedi.

HDP'nin kapatılmasının ihtimal dahilinde olduğunu söyleyen Demirtaş, "Tek bir HDP seçmeninin oyu bile heba olmayacak şekilde, her türlü tedbir alınıyor. Gerek Meclis seçiminde gerek de Cumhurbaşkanlığı seçiminde, HDP seçmeni rolünü oynayacaktır" diye konuştu.
"'Siyasete bulaşmasaydım keşke' dediğim zamanlar oldu elbette"

Demirtaş'a yöneltilen sorular ve verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:

'Siyasete bulaşmasaydım keşke' dediğim zamanlar oldu elbette. Ama bunu hapisteyken hiç düşünmedim. Hapisten önce düşündüğüm zamanlarda. 'Keşke bulaşmasaydım' dediğim şey de demokrasi ve özgürlük mücadelesi değil, milletvekilliği ve eş genel başkanlıktır.

Yoksa ben bir mücadele insanıyım ve bundan asla pişman değilim. Sanırım temsili siyaset beni pek sarmadı. Ben koltuk, makam insanı değilim galiba. Bunlar beni sınırlayan ve daraltan şeylermiş gibi hissediyorum. Siyasi mücadeleyi daha özgürce ve kendi bildiğim, inandığım şekilde yürütmeyi tercih ediyorum. Oysa partiler her zaman sınırlayıcı ve denetleyicidir. Bu nedenle edebiyat bana daha fazla özgürlük hissi veriyor ve kendimi orada daha mutlu hissediyorum.

Asla sıradan biri olmayı düşünmedim. Suya sabuna dokunmayan biri olsaydım, içinde yaşadığımız dünyada olup bitenlere sırtımı çevirseydim, sanrım en çok eşim ve kızlarım bundan utanırlardı. Biz ailecek böyle daha mutluyuz. Kızlarım artık büyüdüler ve daha birkaç ay önce ben de mektupla bu soruyu onlara sordum. Mealen, “Benden memnun musunuz?” diye sordum. “Eh işte, idare edersin” dediler. Buraya gülen yüz koyun. (Gülüyor) Benimle gurur duyuyorlarmış, sarayda olmamdansa hapiste olmamı tercih ediyorlarmış.
"HDP'de bir muhataplık karmaşası olduğunu düşünmüyorum"

Son muhataplık tartışmalarından bahsetmek istiyorum. CHP’nin Kürt meselesinde HDP’yi muhatap alacağı açıklaması üzerine Sezai Temelli “muhatap İmralı’dır” dedi. Siz de yalnızca Kürt meselesinde değil, her meselede muhatap olduğunu söylediniz. Neden parti nezdinde böyle bir muhataplık karmaşası var?

Ben HDP’de bir muhataplık karmaşası olduğunu düşünmüyorum. Bir parti kendini tüm sorunların çözümünün muhatabı olarak görmezse kendi varlığını inkar etmiş olur. Bunun yanı sıra, Kürt sorununun bir de silah ve şiddet boyutu olduğu için elbette başka aktörlerin de çözüme dahil edilmesi gerektiğini söylemek HDP’nin muhataplığını inkar etmek veya yadsımak anlamına gelmez. HDP’de farklı düşünenler olabilir. Ancak kurumsal görüş önemlidir ve HDP kendini gerçek bir muhatap olarak ortaya koyarak doğru bir tutum almıştır.

Sezai Temelli'nin açıklamasının hükümetin "PKK eşittir HDP" paradigmasını doğrulayan bir açıklama olduğu yorumları yapıldı. Bu konuda ne dersiniz?

“PKK eşittir HDP” diyenler hem yanılıyorlar hem de yanıltıyorlar. HDP, destek aldığı kitleler dışında hiç kimseyi temsil etmez, edemez. Hele silahlı bir yapıyı hiç temsil etmez. Onun siyasi kolu veya uzantısı da değildir. HDP demokratik, siyasal mücadele yürüten anayasal bir partidir. Bünyesinde de bütün halklar ve inançların temsiliyetini barındıran çoğulcu ve çok kültürlü bir siyasi yapıdır.

Hükümetin PKK ve HDP'yi eşitleyen yaklaşımını nasıl değerlendirirsiniz?

HDP, Kürt sorununu ve PKK’yi en gerçekçi şekilde ve çözüme de katkı sunacak bir perspektifle tanımlarken, devletin resmi tanımıyla ters düştüğü için HDP’yi PKK ile eşitliyorlar. Ve kesinlikle yanlış yapıyorlar. PKK bile HDP’yi hiçbir şekilde kendi sözcüsü veya temsilcisi olarak kabul etmezken (ki bunu çözüm sürecinde en üst düzey PKK yöneticilerinin ağzından bizzat duydum. HDP’yi PKK’nin sözcüsü gibi gösterenlerden onlar bile rahatsız ve bunu kabul etmiyorlar) birileri ısrarla HDP’yi PKK’nin sözcüsü veya siyasi kanadı gibi göstermeye çalışıyor. Bu yanlış bir bakış açısıdır ve gerçeği yansıtmamaktadır.

Belki bu yanılgılı yaklaşımın kabul görmesinde, biz HDP sözcülerinin de zaman zaman yanlış anlaşılmaya müsait konuşmalarımız yol açmıştır. Dolayısıyla bizim de bu konuda özenli ve dikkatli olmamız lazım.
"Erdoğan, çözüm sürecini bitirdiğine bin pişman"

Sizce Erdoğan’ın Temmuz ayında Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, son 5 yıldır ilk defa çözüm sürecini sahiplenen bir ifade kullanması dikkat çekti. Sizce bu durum yeni bir sürecin habercisi mi?

Hayır, ben Erdoğan’ın kafasında yeni bir çözüm sürecinin olduğunu düşünmüyorum. Zaten açıkça, “Kürt sorunu yoktur” deyip duruyor. Kendince zaten olmayan bir sorun için ne diye bir çözüm süreci başlatsın ki?

Bununla birlikte, çözüm sürecini bitirdiği için Erdoğan’ın bin pişman olduğundan da eminim. Çünkü o günden beri bir daha toparlayamadı. Kaybettiği meşruiyetini otoriterleşerek telafi etmeye çalıştı. Zaten bünyesi demokrasiye karşı alerjik. Son beş altı yılda iyice savruldu ve geri dönülemez şekilde kaybetti. Artık adı tarihe otoriter bir lider olarak yazılmış ve bitmiştir.
"PKK’nin Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakmasına sadece on gün kalmıştı"

Çözüm sürecinde yanlış giden neydi?

Bunu daha önce de çok konuştuk. En büyük eksiklik, çözüm sürecinin yeterince şeffaf olmaması, kamuoyuna ve halka mal edilememesi ve TBMM’ye taşınamamasıydı. Çözüm sürecinden kurumsal olarak sorumlu olanlar kişiler değil TBMM olmalıydı. Ancak biz o dönemde maalesef ki bunu aşamadık. CHP’yi sürece dahil edip meseleyi Meclis’e taşımak için çok uğraştık. Ancak hep engellerle, bariyerlerle karşılaştık. Örneğin, Erdoğan her şey kendi kontrolünde olsun istiyordu. Düşünün ki HDP’nin eş genel başkanları olarak çözüm sürecinde bir defa bile Erdoğan ile yüz yüze görüşemedik.

Türkiye toplumu şundan emin olsun ki, 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatı'ndan sonra PKK’nin Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakmasına sadece on gün kalmıştı. Ama Erdoğan buna izin vermedi. Akil İnsanlar Grubu adlı sivil grup, son bir defa İmralı’ya gidecekti. Oradan silahların tümden devre dışına çıkarıldığı mesajını alıp gelecekti. Gerisini artık demokratik siyasetle ve parlamentoda hep birlikte çözecektik.

Kalıcı barışın kendisine ve partisinin oy oranına olumlu yansımayacağını görünce süreci bitirdi, Erdoğan. Akil İnsanlar Grubunun İmralı’ya gitmesine engel olan Erdoğan’dır. “Seni başkan yaptırmayacağız” sözü bütün bunlardan sonra gelmiştir.

Büyük bir çarpıtmayla, sanki süreci benim bu sözüm bitirmiş gibi yansıtarak yalan söylüyorlar. Akil İnsanlar son bir defa İmralı’ya gitsin ve silahlar devre dışı kalsın diye Dolmabahçe Mutabakatından sonra on iki defa dönemin İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MİT müsteşarıyla görüşerek Erdoğan’ı ikna etmelerini istedik. Ancak hiçbiri onu ikna edemedi. “Beyefendi çok kararlı” dediler. “Süreç bitmiştir” dediler. Ölümler olmasın diye tabiri caizse yalvardık adeta. Ama Nuh dediler, peygamber demediler. Çünkü çatışmanın ve kanın milliyetçiliği tırmandırıp oylarını artıracağına iman etmişlerdi.

Ne yazık ki hala farklı düşünmüyorlar. Yeni bir Suriye savaşı ile seçimde oy artırma hesabı yapıyorlar. Oysa biz o dönemde barışı sağlayabilseydik bu ölümleri durdurabilseydik emeği geçenlerin, mecazi anlamda söylüyorum, heykelleri dikilirdi. Ben, “Öcalan’ın heykelini dikeceğiz” dediğimde tam da bunu kast etmiştim. Çünkü o konuşmayı yaptığım gün, Öcalan’ın iki mektubu Erdoğan’ın elindeydi. Bu mektuplarda Öcalan silahları bıraktırmaya hazır olduğunu söylüyordu. Ve ben bunu o dönemin Adalet Bakanı’nın ağzından bizzat duymuştum. Şimdi utanmadan sıkılmadan, o konuşmayı aleyhime kullanıyorlar, bundan dolayı yargılanıyorum, Erdoğan mitinglerinde bu konuşmanın videosunu izletiyor. Oysa neyi kast ettiğimi hem Erdoğan hem bütün devlet yetkilileri çok iyi biliyor.

Öcalan silahları bıraktıracak ve elbette ki mecazi anlamda 'heykeli dikilecek' demiştim. İşte çözüm sürecinin şeffaf olmamasının manipülatif sonuçlarıdır bunlar.
"Partimizi kapatırlarsa da kapatmazlarsa da çarpan etkisi yapar"

HDP’nin seçimler öncesinde kapatılabileceğini düşünüyor musunuz?

Evet, HDP’nin kapatılması ihtimal dahilinde. Zaten bu, siyasi bir karar olacaktır. Ama hiç kimse merak etmesin, tek bir HDP seçmeninin oyu bile heba olmayacak şekilde, her türlü tedbir alınıyor. Gerek Meclis seçiminde gerek de Cumhurbaşkanlığı seçiminde, HDP seçmeni rolünü oynayacaktır.

Sıkışmış olan HDP değil, AKP’dir. Partimizi kapatırlarsa bu, seçmenimizde çarpan etkisi yapar. Kapatmazlarsa da çarpan etkisi yapar.
 

Yorumlar (0)
15
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 35 76
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 35 54
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 35 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Rayo Vallecano 36 38
15. Celta Vigo 36 37
16. Las Palmas 35 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 35 17
Kocaeli Haberleri